Her gün güneş saatine bakarak, gölgenin yönünde yürüyeceğim ve Sinoplu bir kişiyle sözlü tarih söyleşisi yapacağım. Saatin gösterdiği en erken gölgeyle başlayarak, her gün bir saat sonra gölgenin yönünde yürüyeceğim.
Anlatı ve belgesel arasındaki pratikler yoluyla sanatçı deneyimden kaynaklanan pratik bilginin yıkıcı gücünü şiirsel olarak açıklıyor. Kentteki bellek ağı ve günlük yaşam ritmi içindeki kurguyu ve toplumsal bağların büyüklüğünü yakalayan bu iş Sinop için zaman ve mekân arasındaki ilişkinin koreografisinin ağına düşmüş bir sözlü tarih haritası olarak algılanabilir.
Bulunmuş malzemelerden üretilmiş bir güneş saati, Sinop’ta deniz kıyısına yerleştirilmiştir; kent kütüphanesinde bir ses yerleştirmesi.