Bu proje, Sinopale’yi ilişkisel bir karşılaşmalar sahası olarak ele alarak, bienalin daha önceki edisyonlarında Sinop’ta üretilen ve sergilenen sanat eserleri aracılığıyla Sinop ile başka yerler arasında daha önce var olmayan veya görünmeyen ne tür bağlantıların ortaya çıktığını keşfetmeyi amaçlıyor. Farklı yerleri ve zamanları birbirlerinden ayrı düşünmenin artık neredeyse hiç mümkün olmadığı küreselleşmiş bir dünya düzeninde, belirli bir yere konumlanmak üzere tasarlanmış bir bienal, katılan sanatçılar, sanat eserleri ve izleyiciler için o belirli yerde ve zamanda bulunmanın ne anlama geldiği sorusunu gündeme getirir. Sinopale en başından beri şehrin yerel bağlamı ve gündelik yaşamıyla çok güçlü bir ilişki kuracak şekilde kurgulanmıştır; böylelikle şehri ziyaret eden sanatçılar, küratörler ve Sinop sakinleri arasında sayısız ilişki ve etkileşim başlatmıştır. Bu etkileşimler bienal kapsamında üretilen ve sergilerde sunulan sanat eserleri aracılığıyla somut biçimler almıştır.
Sinopale’nin İlişkisel Atlası, Doreen Massey’nin kullandığı “ilişkisel coğrafya” kavramını bir çıkış noktası olarak alıyor. Bu kavram, yerlerin ve öznelerin, bölgeler arası etkileşim ve alışverişlerle oluşan ve merkez-çevre arasındaki hegemonik ilişkilerle açıklanamayan ortak tarihleri bağlamında düşünülmesini sağlayan karmaşık bir haritalama sürecine dayanmaktadır. Bu, bir devletin, kültürün, ulusun ve bu örnekte olduğu gibi bir şehrin, sınırları ve ayırt edici karakteristik özellikleriyle belirlenmiş sabit coğrafi alanlar yerine, bir tür ilişkiler ağı içinde oluşan bir coğrafi bağlamı işaret eder. “İlişkisel coğrafya”, tarihsel ve süregiden ilişkiler yoluyla sürekli olarak yeniden oluşmaya devam eden bir coğrafya anlayışını önerir. Sürekli bir akış ve artan hareketlilikle şekillenen dünyamız ise, daha önce mümkün görünmeyen pek çok karşılaşmaya sahne oluyor.
Bir çağdaş sanat sergisi, mevcut bağlantıları yeniden formüle etmek, yeni etkileşimler için fırsatlar yaratmak ve bu ilişkilerden yola çıkarak hikayeler oluşturmak için bir alan işlevi görebilir. Serginin kendine özgü zamanı ve yeri, bu ilişkilere özgün bir bakış açısıyla bakma imkânı sağlıyor ve sergini yarattığı her karşılaşma aynı zamanda serginin yer aldığı şehrin kendine özgü tarihini ve yerel özelliklerini yeniden ele almayı gerektiriyor. Bu karşılaşmalara odaklanmak, Sinopale’nin daha geniş bir coğrafyanın (bölgesel, ulusal ve küresel bağlamda) bir parçası olarak nasıl işlediğine ve bu bağlamda bir şehir olarak Sinop’un konumunu nasıl yeniden müzakere ettiğine bakmak adına faydalı olabilir.
Sinopale’nin İlişkisel Atlası kapsamında, önceki Sinopale sergilerine katılmış bir grup sanatçı daha önce ürettikleri işleri bugünün bakışıyla yeniden değerlendirmek üzere davet edildi. Bu sanatçıların her biri daha önce, kültürel karşılaşmalar ve alışverişlere değinen ya da Sinop’u başka yerlerle olan bağlantılarıyla birlikte düşünme fırsatı veren işler sunmuşlardı. Bu ilişkisel anlatılardan hangilerinin yankıları uzun soluklu oldu ve hangileri gelecekteki olasılıklar için yeniden canlandırılabilir? Bu güne kadar Sinopale’de sergilenen tüm işlerin haritalandırılmasıyla Sinopale’nin daha geniş bir İlişkisel Atlası yapılabilir mi? Sanatçıların Sinopale 8’deki sunumları bu sorulara yanıt arayacak.